İktidar baskısı altındaki yargı, TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na ‘dejavu’ yaşattı. 6 Mayıs 2019’da, bir Ramazan gününde iptal edilen 31 Mart 2019 İstanbul yerel seçimleri gibi, İmamoğlu’nun üniversite diploması da yine hukuksuz bir biçimde, yine bir Ramazan gününde iptal edildi. İmamoğlu, ‘iptal’ kararıyla ilgili ilk açıklamasını, Kağıthane’de ikamet eden Turhan Ailesi’nin evinde yaptığı iftarın ardından yaptı.
“Üniversitenin diploma iptal etme yetkisi yok” diyen İmamoğlu, “Ama ateşten mal kaçırır gibi; savcılığın aşırı baskıları, yazıları, komedi komedi geliş gidişler, yazılar, baskılar, Ankara’dan aramalar vesaire… Açıkçası, bugün diplomanın iptali falan umurumda değil. Çok önemli ama, esas umurumda olan ne biliyor musunuz? Artık bu ülkede, herkesin kazanılmış tüm hakları tehlike altındadır. Bu ülkede, bu toplumun, herkesin kazandığı tüm hakları tehlike altındadır. Ve bu akıl, bu milleti gerçekten tehdit eden bir akla dönüşmüştür. Herkesin elinden her şeyi alabilirler. Malını, mülkünü, mülkiyet hakkı, eğitim hakkı, seçilme hakkı, seçme hakkı… Her şeyi elimizden alabilirler” ifadelerini kullandı.
Yaşananların 6 Mayıs 2019’la benzerliğine dikkat çeken İmamoğlu, “2019’da, Sultanbeyli’ye gitmiştim ve bir eve girerken, seçim iptal olmuştu. Ve ‘Eve girme, toplantıya gel’ diye arayanlar olmuştu. Ama biz gene eve girdik, iftarımızı yaptık. Ve seçim iptal olduğunda, ben dedim ki, ‘Bu seçim iptal olmadı. Oldu ama biz yine sandığa gideriz. Ve milletimiz bize hakkımız olanı verir.’ Kat kat fazlasıyla milletimiz, bize hakkımızı verdi. Bu toprakların en büyük adaleti, vicdanı, 86 milyon insanımızın adaleti ve vicdanına çok inanıyorum. Tarifsiz bir inancım var” dedi.
“Bundan sonra, milletin gücüyle ortaya çıkacak meşruiyetin dışında bir çözümümüz yok bizim” diyen İmamoğlu, “Tek meşruiyet var; o da milletin gücünün ortaya çıkması. Ve bunun için büyük bir çaba göstereceğiz. Yani değil hukuk, kanun devleti bile olmayan bir yerde, artık demokratik bir yarış söz konusu değil. Yani bu manada bunları gerçekten bir Ramazan sofrasında bize neyi konuşturuyorlar? Bir kul hakkı yediler. Bu kararın altına imza atan insanlar, toplasanız 50 kişi, 100 kişi. En tepesindekinden ona yardımcı olan kişilerine varıncaya kadar, yargıdan üniversiteye; 50 kişi, 100 kişi. Ama 100 kişi, bütün bir ülkedeki, bu ülkenin namuslu, ahlaklı savcılarını da yargıçlarını da mesleklerini de yerle bir ettiler. Adalet duygumuzu da yerle bir ettiler” şeklinde konuştu.
İnsanların haysiyet, onur, namus ve adalet için yaşadığına vurgu yapan İmamoğlu, “Yaradan’dan sonra, Allah’tan sonra inandığım tek duygum var; o da milletimizdir. Ben de buradan, bu güzel hemşerilerimin evinden, kendimi milletime emanet ediyorum. Bu Ramazan’ın bereketinden, sofrasından, milletime emanet ediyorum. ’Ne yapacaksın’ diyorlar. Vallahi aslanlar gibi koşmaya devam edeceğim yani, aslanlar gibi. Asla geri durmak yok. Bugüne kadar bin koşuyorsam, bundan sonra milyon koşacağım. Tahmin edemeyecekler cesaretimi, duruşumu ve inancımı. Bu ülkenin adaletsizliği hafızasından sileceğimiz bir sistemi, bu ülkede inşa edeceğiz. Bu yapılanın muhatabı, artık Ekrem değildir. Bu yıl yapılanın muhatabı, milletimizdir. Kazandığınız, elde ettiğiniz ne varsa tehlike altındadır. Allah bu milleti korusun. Bu milleti koruyacak, muhafaza edecek düzeni ve sistemi kurma konusunda var gücümüzle çalışacağız” ifadelerini kullandı
