Beykoz halkı, 27 Şubat gecesi sabaha karşı Saat 04.00 te polis baskını ile gözaltına alınan Belediye Başkanları Alaattin Köseler için Beykoz Belediye Meydanında bir araya geldi.
Yağmurlu havaya rağmen alanı dolduran vatandaşlar birlik, beraberlik ve dayanışmayı hedef alan sloganlar attılar.
Beykozlu vatandaşlara hitaben bir konuşma yapan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ise sert sözlerle iktidara yüklendi .Yaşananların haksızlık ya da hukuksuzluk nedeniyle olmadığını ifade eden İmamoğlu şöyle konuştu:
“Çektirilen zulmün tek sebebi koltuğunu kaybetme korkusu.
Bu kürsüde Alaattin Köseler Başkanımızın olması gerekirdi. Onun sizi selamlaması gerekirdi. Gerçekten üzücü bir biçimde şu anda aramızda değil. Hatta özgür değil.
Sabahın 04.00’ünde, bir evin kapısına dayanarak, bizim polisimizi de alet ederek ne yazık ki, o eve girip arama yaparak, o insanı, kanunsuz bir biçimde tutuklama cihetine giden, gözaltına alan o akıl… Eğer aceleniz var idiyse, bu insanlara o saatten beri gözaltında tutarak, neyin zulmünü çektiriyorsunuz? Neyin derdi var sizde? Biz bu işleri yutmayız. Bakın; bizim cesaretimizi, zalimlik var ya zalimlik, ölçemez, ölçemez. Bizim cesaretimizi, baskıyla hiç kimse ölçemez. Biz cesaretimizi bir avuç insandan ya da bir kişiden alanlar değiliz. Biz, cesaretimizi milletten alıyoruz, sizden alıyoruz.
Ramazan ayında, bütün İstanbul’da ve bütün Türkiye’de, en fazla konuşulan şey, yoksulluk. Öyle değil mi? Ekonomi yerle bir. Öyle değil mi? İnsanların çaresizliğini siz de duyuyorsunuz. Öyle değil mi?
Geçen yılın bu aylarıyla, bu yılın bu ayları, yani Aralık, Ocak, Şubat arasındaki Büyükşehir Belediyemizden sosyal destek isteyenlerin sayısı, tam iki katına çıktı. Yani insanlar evinde aşı yok, işi yok, umutsuz; çocuklar ve gençler, artık bugünkü tutum ve tavırlardan usandı. Adaletsizlikten usandı. Ekonominin kötülüğünden usandı.
Milletimiz şunu biliyor; orada bir haksızlık, hukuksuzluk var diye bu zulüm çektirilmiyor. Burada bu zulüm, haksızlık var diye, hukuksuzluk var diye çektirilmiyor. Niye biliyor musunuz? Yapılmasının tek sebebi var: Koltuğunu kaybetme korkusu. Koltuğunu kaybetme korkusu. Bu korkunun anlamı ne biliyor musunuz? Halkın önüne gelecek olan ilk sandık ne yapacak biliyor musun? Bunları evlerine gönderecek, evlerine. Evlerine gönderecek. Millet, bunlardan usandı. Hep birlikte mücadele edeceğiz sevgili hemşehrilerim. Hukuksuzluğa karşıda mücadele edeceğiz. Direncimizi ortaya koyacağız.
Önümüzde, Cumhuriyet Halk Partisi’nin almış olduğu ön seçim kararı var. Üyelerimiz sandığa gidecek, kendi cumhurbaşkanı adayını sandıkta tercih edecek. Bu bir devrimdir. Bunun adı, demokrasi devrimidir.
Bu devrim, en çok bugünün o iktidarını korkutuyor. Sebebi ne biliyor musunuz? Orada her şey iki dudağın arasında. Biz ise diyoruz ki, ‘Biz, sandığı milletimizin ayağına getiriyoruz.’ Çünkü diyoruz ki, ‘Millet ne derse, o olur.’ Çünkü diyoruz ki, ‘Millet büyüktür kardeşim, millet büyüktür. Ve egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyoruz. İşte bu sözler, bu tutum ve tavır, bunları korkuttuğu için, bu zulümleri çektiriyorlar. Ama yılmayacağız, kararlı olacağız ve hep birlikte başaracağız. Var mıyız? Alaattin Köseler Başkanımızın yanında mıyız? Allah, bunları ıslah etsin. Allah, bunlara akıl versin. Millet, bunların aklını sandıkta başına getirsin. Dualarınız kabul olsun. Ramazan ayınız mübarek olsun. Hepinizi çok seviyorum. Bu zulmü sona erdirecek olan kahramanlar, sizlersiniz. Yolunuz açık olsun. Dayanışmamız devam edecek. Direncimiz devam edecek. Ne diyoruz? Kurtuluş yok tek başına… Ben de diyorum ki; kurtuluş yok, tek başına; haydi, hep beraber sandık başına…”