2024 Yılı Beykoz Belediyesi Faaliyet Raporu görüşmelerinde hararetli sözler duyduk.
Muhalefet yüklendi. Haklı yanları vardır ya da yoktur ama bütün bunlardan önce bilinmesi gerekenler de mutlaka vardır.
O vakit de birileri çıkar ve soruları sıralar…
Yirmi yıldır yönettiğiniz bir yapıyı borç batağına sürükleyip bir kenara mı çekildiniz yoksa mali açıdan ‘normal’ yürüyen bir yapı mı devrettiniz?
Dokuz aydır bu enkazdan çıkmaya çalışan bir yapıya yüklendiğinizin farkında mısınız?
İşiniz, yapacaksınız elbet…
Henüz dokuz ay yeni olmuş…
2B arazilerinden elde edilen gelirlerin harcandığı bir kasayı devralmış, kısa zamanda toparlanması mümkün olmayan bir borç yükünün altına girmiş, neredeyse hemen herkesin ve hemen her konuda beklenti içinde olduğu, üstelik seçilmiş başkanı tutuklu yargılanan insanlara bak nasıl çuvalladınız diyorsunuz. Gerçekte çuvallayan kimdir acaba?
Yirmi yıl ve dokuz ay…
Yirmi yılda; SGK primlerinizi ödemediniz. Kimse, hadi öde dedi mi?
Vergi borçlarını ödemediniz. Kimse, hadi öde dedi mi?
Bütçenizi vakıfların emrine amade kıldınız. Kimse, kimin parasını kime veriyorsunuz dedi mi?
Öylesine rahattınız ki bozdunuz yaptınız, yeniden bozdunuz, yeniden yaptınız. Kimse, ne yapıyorsunuz dedi mi?
Yaptıklarınızla ilgili soruşturulması gereken olaylar oldu. Bu soruşturma taleplerine izin verildi mi?
Dikensiz bir gül bahçesine sahip olmanıza rağmen yirmi yılda hangi sorunları çözdünüz?
Mesela, mülkiyet meselesine mi el attınız? Hala tapu bekleyenlerin, tapumu mezarıma getirirsin diyenlerin derdine çare mi oldunuz?
İmar meselesini mi çözdünüz? İmar bekleyenlerin, evine bir çivi bile çakmaktan korkanların derdine çare mi oldunuz?
Bütün fabrikaları kapatılmış, yaşlısıyla genciyle işsizliğe mahkûm edilmiş insanlara yeni iş olanakları mı yarattınız? Bugün Beykoz’da yaşayan insan sayısından çok daha fazlası Beykoz dışında yaşıyor. Göçü mü engellediniz?
Sahi, bir marina projeniz yok muydu, muhteşem maket görsellerini paylaştığınız? Nerede o marina? Hani Beykozlu gençlere orada iş olanakları olacaktı, mutlu mesut yaşayacaktık. Ne oldu? Unuttunuz mu?
Hani bizim 10.000 kişilik modern bir stadımız olacaktı? Gençlerimiz spor alanında her anlamda geleceğe umutla bakan, başta uyuşturucu olmak üzere zararlı alışkanlıklardan korunan, zeki, çevik, cesur bireyler olarak yetişecekti. Defalarca proje resimlerini piyasaya sürmediniz mi? Millete helal be dedirten stadı inşa etmeyi becerebildiniz mi?
Yaptınız elbet bir şeyler…
Ama bunlar kimlerin ihtiyacına yanıt verdi? Beykozluların mı? Emin misiniz? Bu yüzden mi yıkılmaz bu kale, fark atarız, asla kaybetmeyiz dediğiniz Beykoz’un yerel seçimlerinden boynu bükük ayrıldınız ?
Hani güzelim Beykoz’a metro gelecekti. Yirmi yılda ulaşım meselesini çözecek ve sorun olmaktan çıkaracak hangi adımları attınız?
Beykoz’dan komşu ilçelere gitmemize gerek bırakmayacak herkesin tam güven duyacağı bir kamu hastanesi ihtiyacını mı giderdiniz?
Eğitim alanında Beykozlu gençlere çağ atlattığınız için mi Beykozlu gençler doğdukları toprakları terk ediyorlar?
Turizm alanında dev yatırımlara mı kapı açtınız? Yeni iş alanları mı meydana getirdiniz?
Sahil düzenlemesi yapıyorum diyerek kilometrelerce Boğaz şeridine sahip güzelim ilçemizde Karadeniz dışında denize girecek yer bıraktınız mı?
Yirmi yılda kangren haline gelen trafik sorunuyla ilgili hangi adımları attınız?
Yirmi yıl ve dokuz ay…
Oysa neler yapılırdı yirmi yılda…
Mülkiyet, imar, sağlık, eğitim, turizm, kültür, sanat…
Üstelik merkezi hükümetin tüm gücü arkanızdayken…
Yirmi yıl= 7300 gün
Dokuz ay= 270 gün
Dokuz ay, yirmi yılın % 3.69’u eder
İnsaf iyidir ve herkese lazımdır.
Dokuz ay yeni oldu…
USULETLE VE SUHULETLE
Dilinize, kaleminize sağlık..
Teşekkür ederim Erkut… Senden böyle bir geri bildirim almak çok değerli…