enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
38,4583
EURO
43,8707
ALTIN
4.110,22
BIST
9.224,84
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
15°C
İstanbul
15°C
Az Bulutlu
Çarşamba Hafif Yağmurlu
15°C
Perşembe Çok Bulutlu
18°C
Cuma Az Bulutlu
20°C
Cumartesi Az Bulutlu
22°C

BOŞLUĞU FIRSATA ÇEVİRMEK İSTEYENLER AVUCUNU YALAR

BOŞLUĞU FIRSATA ÇEVİRMEK İSTEYENLER AVUCUNU YALAR
06.04.2025 11:09 | Son Güncellenme: 06.04.2025 11:25
A+
A-

Sosyal ve siyasal araştırma çalışmalarıyla Beykoz’da siyasetin önde gelen isimlerinden biri olan İHSAN YILMAZ, Alaattin Köseler’in adaylık sürecinden bugüne yaşananları değerlendiren bir yazı kaleme aldı.

YAZIDAN BAZI BAŞLIKLAR

Birçok partili Köseler ile fotoğraf vermekten çekinirken biz kazanmak için savaşıyorduk.

Köseler Ankara’da iken; birlikte yola çıktığı ekip arkadaşlarına hiçbir şey danışmadan, sormadan, bilgi vermeden Taştan’ın isteği doğrultusunda meclis üyeliği listesini yapmıştı.

Selam olsun… Susanlara değil, yancılara değil, menfaat için ideolojisini satanlara hiç değil…
SELAM OLSUN…
ONURUYLA DİK DURUP MÜCADELE EDENLERE…

Yanlış yönlendirmelerin kurbanı oldu ve maalesef buna zemini de kendisi hazırladı.

‘Yola çıktıklarını, yolda buldukların ile değiştirmeyeceksin’.

DEĞERLENDİRMENİN TAMAMINI AYNEN YAYINLIYORUZ…

İDEOLOJİ Mİ YOKSA MENFAAT Mİ?
Kiminiz hak verir, kiminiz tepki gösterir, kiminiz susmayı tercih eder, kiminiz de korkudan beğenmez. Ama gerçeklerden kaçılmaz!
Yerel seçimlerden bugüne bir yıl geçti. Neler yaşadık? Beykoz’u aldık, mutlu olduk, mutsuz olduğumuz anlar da oldu.
Bu süre içinde ben neler yaşadım? Tarihe not düşmek adına ben de kaleme alayım dedim.
Öncelikle Ekrem başkanımıza, Alaattin Köseler, Ahmet Özer, Rıza Akpolat, R.Emrah Şahan ve diğer belediye başkanlarımıza, siyasilerimize, gazetecilerimize, bir an önce özgürlük diliyorum. Demokrasi diliyorum, halk iradesine saygı diliyorum
Cumhuriyet Halk Partisi’ne hayırlı bir kurultay diliyorum.
Yaşlandıkça iyice duygusal oluyorum, biraz da yaşadığımız olumsuz sürecin de etkisi var tabi ki…
CHP baba partisidir bizim için… Geçmişte partili olduğumu çok kişi bilir, 89 dönemlerinde SHP için de çok aktif çalışmıştım ve Beykoz’u kazanmıştık. O dönemde başkan olan Şevket Arıkan, sahada emek veren, örgütte çalışan birçok kişiye sahip çıkmış ve belediye kadrolarında yer vermişti. Bunları nerden biliyorum, çünkü hepsine şahidim, birçok büyüğümüz Beykoz Belediyesinde çalıştı hatta emekli oldu. Tabi ben henüz 18 yaşında öğrenciydim.
Sonrası eğitim iş hayatı derken siyasete değil, aktif ve örgütlü siyasete uzak kaldım. Genel seçimler öncesi aktif siyasete girmeye karar verdim. 45 yıldır Beykoz’u havasını soludum, suyunu içtim, insanlarını tanıdım, dostluklar edindim ve aktif siyasete girmeye karar verdim …
Eşim çok karşı çıktı, çünkü kişiliğimi, ne kadar hassas olduğumu biliyor. Olumsuzluklara çabuk tepki vereceğimi, yanlışları hazmetmeyeceğimi, duygusallığımı ve bütün bunlardan dolayı siyasette çok üzüleceğim söylüyordu. Haklı da çıktı.

İlçe seçimlerinde Mahir Taştan ile hareket etmiş ve beni il delegesi yazmasını söylemiştim. O ise il delegesi değil Ardahanlı olarak seni Meclis Üyesi yapacağız demişti. İnanın, o güne kadar meclis üyeliği aklımdan geçmemişti ama söylemini olumlu karşıladım. Mahir Taştan il delegesi olarak yazacağı kişilerle ilgili tercihini pazarlık yapan ses kayıtlarını alan arkadaşlarından yana kullanmıştı.
Yerel seçimler yaklaşmıştı.
Ben 20 yıldır dijital pazarlama ile ilgili çalışan biriyim. 30’a yakın ülkede dijital pazarlama yaptım, operasyon merkezleri oluşturdum, farklı bölgelerde farklı yaşam şekilleri olan kişilerin tüketim alışkanlıkları ile ilgili pazar analizleri yaptım. Benim bu konuda çok iyi olduğumu bilen ve önceden dernek yönetiminde beraber olduğumuz İbrahim Beşli, Alaattin Köseler’i ofisime getirdi. Önceki seçimde MHP adayı olduğu için aslında Alaattin Köseler’e kızgındım. Bana kendisi ile yürümem için teklifte bulundu, ben de hemen kabul etmeyeceğimi bana bir gün müsaade etmesini söyledim. O gün Beykoz’da sosyal medya üzerinden Alaattin Köseler ile ilgili anket düzenleyerek bir eğilim araştırması yaptım. Ertesi gün ofise gelip bilgisayarımı açıp sonuçlarını görünce oldukça şaşırdım ve heyecanlandım. Yüzde 85 oranında olumlu yorum vardı ve bunu Alaattin Köseler ile paylaştığımda çok mutlu oldu.
2023 Eylül aylarından itibaren hemen hemen her gün ofisime gelir, sabahtan itibaren beraber çalışmaya başlardık. Boş kalan zamanlarda ise köylere muhtarlara gider ve geç saatlere kadar ev toplantıları yapardık.
Aday adaylığı açıklaması yapacağı zaman kimsenin gelmeyeceğini, örgütün gelmeyeceğini söyleyenlere karşı; ‘Alaattin Köseler’in halkta önemli bir karşılığı vardır’ dedim. Beykoz’a haber yaparak, reklam çıkarak aday adaylığı açıklamasına büyük katılım sağladık. Öyle ki gelenler CHP ilçe binasına sığmadı.
Bu ekipte; Şaban Tören, Gökhan Taneri Vural, İbrahim Beşli, Ali Cantürk, Elif Çelik, Soner Çelik gibi çok çalışan dostlarımız vardı ve iyi bir sinerji oluşturmuştuk…
Beykoz’da iktidara yürüyorduk. Birçok partili Köseler ile fotoğraf vermekten çekinirken biz kazanmak için savaşıyorduk.
Bu dönem içerisinde; çok sayıda video çekip, bannerlar hazırlayıp tüm Beykoz’a sosyal medyadan yayın yaparak 20-30 milyon defa gösterim almalarını sağlamıştım. Beykoz’u kazanmak ve halka ulaşmak için bilgili olduğum sosyal medya uzmanlığı çok işe yaramıştı. Aday olması için çok çalıştık, halka ulaştık bu anketlere yansıdı ve Köseler tüm anketlerden birinci çıktı ve aday oldu.
Sıra meclis üyeleri listesine geldi. Köseler ile her gün yaptığımız sohbetler esnasında ‘sen aday olursan ben de aday olurum’ diyordum. Gidişatta hiçbir problem yoktu. Aday ilan edileceği daha bize kamuoyundan önce tebliğ edilmişti.
Bizim yöremizin ‘kaz eti’ meşhurdur. Kaz etini ‘Kuş Evi’ iyi yapar, tavsiye ederim.
Günü geldi ve Köseler’in adaylığı kamuoyuna açıklandı. O sırada biz de kaz eti yiyorduk, Köseler de kaz etini sevmişti.
Meclis üyesi listesi için Köseler ve Taştan Ankara’ya gittiler. Ekip arkadaşlarıma biz de gidelim dediysem de dinletemedim. Onların hiç endişesi yoktu ama benim vardı. Mahir Taştan’ın ikna kabiliyetini partide bilmeyen yoktur. Bunu Köseler üstünde deneyeceğini, Köselerin de sahaya çıkmak için ilçe örgütüne ihtiyacı olduğunu biliyordum. Köseler, Ankara’da iken beni arıyor, anketler yapıldığını söylüyor ve reklamları daha çok çıkmamı istiyordu. Bol bol reklam çıktığımdan paramı da bol bol harcıyordum.
Anlamadığım şey kendini siyasette duayen sananların bunu nasıl hesaba katmadığıdır.
Aday olduktan sonra Köseler’e ikinci seçim ofisini açmıştım.
Köseler Ankara’da iken; birlikte yola çıktığı ekip arkadaşlarına hiçbir şey danışmadan, sormadan, bilgi vermeden Taştan’ın isteği doğrultusunda meclis üyeliği listesini yapmıştı.
Bense şüphe etmekte haklı çıkmıştım, çünkü bu şahısları gayet iyi tanımıştım.
Dönüşte açmış olduğum ikinci seçim ofisine geldi. Elif Çelik kontenjan yazılmıştı ve bense bu kadar emek vermeme karşın listede yoktum…
Kavgalar oldu. Kendisine; ekibine neden sahip çıkmadığını, neden bize önceden bilgi vermediğini söyledim ve tartıştık. Çünkü süreçte çok çalışmıştık. Birlikte yol yürüyen bir kadroyduk. Verilmiş sözler vardı.
Bu noktada beni en çok üzen ailemin vereceği tepkiyi düşünmek oldu. Çünkü, en kötüsü aileye mahcup olmaktır.
Tartışma sonrası Köseler CHP İlçe Seçim Bürosu’na gidip listeyi değiştirelim dedi. Birlikte ilçe seçim bürosu önüne gittik, kötü atmosfer nedeniyle kavgalar oldu. Yaşananlar için kendi adıma üzgünüm.
Daha sonra kendisiyle görüştüğümde “beraber çalışalım sana Mahir engel oldu kazanırsak benim danışmanım olacaksın” dedi.
Beykoz’da kazanmak için tüm saha lehimizde idi. Mahallelerin imar planları çıkmıştı. Bu planların yetersiz olduğunu anlatan farkındalık reklamları hazırlıyor, itiraz süreçleri başlatıyor, toplantılar organize ediyor, planların yükseltilmesi taahhüdünde bulunuyorduk. Tüm çalışmalarımızı sosyal medyada reklam olarak çıkıyordum ve Beykoz gelişmelerden haberdar oluyordu.
Tüm anketlerde AKP önde çıkarken benim yaptığım anketlerde biz önde çıkıyorduk. Bu anket sonuçlarına; başkan, ilçe başkanı da dahil olmak üzere pek çok partili inanmıyordu.
Yaptığım işten emindim. Kazanacağımızı görüyordum. Çalışmalarımıza inanıyordum. İnanmamış olsaydım, meclis üyeliği listesinde yapılan yanlışlara karşı çıkar mıydım? Para harcar mıydım?
Benim yaptığım anket; kişilerin kullandığı İP’yi baz alır, her kişi bir kez oy kullanır, kişilerin kimliği belli olmadan, kapalı zarf mantığı esas alınır. Ben 21 Mart’ta anket sonucunu paylaştım. Köseler’in yüzdesini 46.13 olarak buldum. Seçim sonucu yüzde 46,03 olarak gerçekleşti .Köseler’in Murat Aydın’dan 5-6 bin oy fazla alacağını ortaya koydum. Ancak hesapta olmayan AKP hamlesiyle İsmailağa cemaati ile görüşülerek oy ricasında bulunuldu. Bundan dolayı fark 1400 lere kadar düştü.
Ekrem İmamoğlu, Beykoz ziyaretlerine katılım sağlasın diye yoğun bir reklam kampanyası yaptım. Sandıklara itiraz edilince halkın Beykoz Seçim Bürosu önüne gelmesi için çok yoğun reklam yayınladım. Sonunda 4 Nisan günü mazbata alındı.
Bugünden sonra pek çok şey değişmeye başladı. Parti, halk ve belediye birbiriyle kenetlenmesi gerekirken uzaklaşmaya başladı. Köseler yola çıktığı ekibi tanımamaya başladı. Rant, makam kavgaları ve itibar suikastları konuşulmaya başlandı.
Bu süreçte Köseler; yola çıktıkları ile değil yolda buldukları ile Belediye’yi yönetmeye çalıştı. Yolda bulduğu ve kurduğu ekip; asılsız haberler, dedikodu ve itibarsızlaştırma çalışmalarıyla kendisini hem halktan hem örgütten hem de dostlarından uzaklaştırdı.
Köseler ile daha aday adayı olmadan önce ve hemen hemen her gün bire bir çalıştığımdan kendisini pek çoğunuzdan iyi tanırım…
Özünde duygusal ve iyi bir insan olan Köseler’in bazı farklı huyları ve kendisine zarar verecek yönleri de vardı… İnsanlara fazlasıyla güvenir, herkese çok inanır, en son kimle konuşursa ona inanırdı…
Üçüncü şahıslar tarafından kendisine iletilen dedikodulara, itibarsızlaştırma söylemlerine inanır, maalesef sorgulama yapmaz veya ilgili kişiye bunun doğru olup olmadığını sormazdı… Sözün özü kolay güvenmeyen, çabuk inanan ve etki altında kalan biriydi. Yolda bulduğu ve etrafına aldığı kişiler; bu özelliğini kendi çıkarları için bir fırsata çevirdiler. Köseler’in güvenini kazanarak birtakım şaibeli işlere karıştılar. Bu işlerin hiçbirinden Köseler’in haberi olmadığını düşünüyorum. Yanlış yönlendirmelerin kurbanı oldu ve maalesef buna zemini de kendisi hazırladı.
Bir atasözü var. ‘Yola çıktıklarını, yolda buldukların ile değiştirmeyeceksin’.

Ben kendisini yanındaki arkadaşlar ile ilgili uyardım. Kültür etkinliklerinde dönen birtakım dolapları söyledim. (Çünkü etkinliği yapan kişileri tanıyordum. İşim gereği birçok sanatçı ve organizasyon firmasını iyi tanırım…) Dinlemedi. Ben de bunu ağustos ayında sosyal medyada yazdım. İçeride birtakım dolapların döndüğünü; bu durumun hem başkana hem partiye hem de CHP ye zarar vereceğini anlatmaya çalıştım.
Günün sonunu hesaplamak zorundayız. Günü kurtarmak için yanlışlara biat mi edeceğiz yoksa geleceği kurtarmak için onurlu ve dik mi duracağız?
‘Beklentisi gerçekleşmedi diye birtakım şeyler yazıyor’ diyenlere sesleniyorum…
Ben Acarkent’te yaşıyorum, ticari gelirim de şükür üst düzeyde… Görev almış olsaydım kaç para maaş alacaktım? Onların vereceği parayı ben bir hafta sonunda harcıyorum. Hiç kimseyi küçümsemek gibi bir niyetim yok. Bu örnek sadece yanlış bir tezi çürütmek içindir. Oldukça yoğun çalıştığım bir işim var. Her gün belediyede zaman harcayacağım vaktim de yok.
Evet, beklentim var. Evlatlarım için, bu ülke için, tam demokratik bir Türkiye Cumhuriyeti için…
Ne beklentilerimden vazgeçtim ne de bunun için mücadele etmekten…
Çıkarları için biat edenleri de susanları da üç kuruş avantayı cebe atmak için maymun gibi dans edenleri de çok iyi tanıyor ve biliyorum.
İster yargılayın ister kınayın… Ben her zaman onurlu dik duranlarla birlikte yürümeye devam edeceğim.
Beni eleştirmeye kalkanlar önce kendilerine sorsunlar. ‘Siz neredesiniz’…
Bu partide hep çok çalışanlar, çok mücadele edenler dışlanır, yerinde oturup bir bayrak asmaktan çekinenler en iyi yerlere getirilir.
Biz partiye zarar veriyoruz, siz partiyi yükseltiyorsunuz öyle mi…
Hayır efendim, partiye değil size zarar veriyorum. Siz, parti değilsiniz. Siz bu tutumunuzla bu ülkenin umudu değilsiniz.
Bundan sonra ne olur? Ben inançlarım ve ideolojim doğrultusunda mücadeleme devam ederim. Dün olduğu gibi bugün ve yarın da…
Zındıklar en iyi makamları götürme derdine düşer.
Alaattin Köseler aklanır, başkanlığına döner.
Yolda bulduğu şaibeli şahıslar da ceza alır.
Köselerin boşluğunu fırsata çevirmek isteyenler de avucunu yalamaya başlar.
Bu olaylardan Köseler ders çıkarır mı?
Sanmam… Can çıkar huy çıkmaz…
Dünyayı haksızlık yönetiyor, adalet yaInız sahnede var.
Selam olsun… Susanlara değil, yancılara değil, menfaat için ideolojisini satanlara hiç değil…
SELAM OLSUN…
ONURUYLA DİK DURUP MÜCADELE EDENLERE…

Yorumlar

  1. kofin dedi ki:

    Herkesin haklı, haksız, yanlı, yansız, objektif veya sübjektif çap ve niteliğine göre mutlaka bir hikayesi vardır ama bence şimdi hiç hikaye paylaşma zamanı değil; özellikle 19 Mart sabahından sonra ceberut AKP iktidarının Alaattin Köseler dahil tüm CHP’Lİ belediyelere uyguladığı insanlık ve hukuk dışı uygulamalarını tartışma zamanıdır. Bence tabi…